‘Çağdaş Türk tiyatrosunun yapıtaşlarından biri de Güngör Dilmen’dir. Yapıtlarında genellikle tarihsel ve mitolojik konuları işler. Kullandığı dil ve teknik ustalığıyla dikkat çeker.
Tarihsel gelişim süreçlerini, tarihsel bilinç ve perspektif içinde değerlendiren Dilmen, öte yandan da dünya tiyatro tarihinin gelenek-göreneklerini dikkatle izleyen, araştırıcı nitelikli usta bir yazarımızdır.’
Hülya NUTKU
Midas Üçlemesi
Midas Üçlemesi, Frigya kralı Midas’ın bilindik efsanelerine Güngör Dilmen’in ağzından onun mizahıyla yeniden hayat veriyor. Efsaneleri komik olduğu kadar düşündürücü ve yaratıcı bir dil ile yazmış olan Dilmen onları tiyatroya bu dille uyarlıyor. Oyunları okurken aklınızda canlandırmakla kalmıyor Midas’ın haykırışlarını, Apollo’nun lirini, Pan’ın flütünü de kulaklarınıza dolduruyor. Tiyatro eserlerinin o meşhur ‘izlersen daha iyi kavrarsın’ fikrinden sizi kurtarıp hayal gücünü sözlerle harmanlıyor sizin için Midas Üçlemesi.
Efsaneye göre Müzik Tanrısı Apollon ve Kır Tanrısı Pan arasında bir müzik yarışması düzenlenecektir ve yargıç olarak Midas seçilmiştir. Her iki tanrı da müzik aletlerini çaldıktan sonra kararı Midas’a bırakmışlardır. Midas Pan’ı seçmiştir. Apollon bunu kendine yapılan bir hakaret sayıp Midas’ı eşek kulaklarıyla cezalandırmıştır. Midas bu utanç verici durumu herkesten saklamaya çalışır ama bir kişinin er geç öğrenmesi gerekmektedir, Midas berberini yanına çağırır ve saçını kesmesi için beresini çıkartır. Berber bu gördüğü karşısında şaşkınlıktan donakalır. Midas berberine bu sırrı kimseye söylememesini aksi takdirde cezasının ölüm olacağını söyler. Berber bir süre sonra artık bu sırrı saklayamaz hale gelir ve bir kuyuya haykırır ‘Midas’ın kulakları eşek kulakları!’ ardından rüzgarla birlikte kuyunun dibinde biten sazlardan bu sözler yankılanır ‘Midas’ın kulakları eşek kulakları!’. Bu sözler tüm halk tarafından duyulur ve Midas’ın sırrı açığa çıkar. Ardından Midas ay tanrıçasına yalvarır kulaklarının eski haline dönmesi için ama nafile, o bunu kabul etmez. Bunun üzerine Midas kulaklarına alışmayı öğrenir öyle ki onlar ile gurur duymaya başlar ve tüm halk da onun kulaklarına saygı duymaya başlar. Bunun üzerine Apollon ona verdiği kulakları ondan geri alır ve böylece halk Midas ile dalga geçer onu övmeyi bırakırlar.
Midas’ın Altınları
Bir zamanlar Anadolu’sunda Frigya denen bir ülkenin Midas adında bir kralı vardı. Bu kral altına çok düşkündü. Ne kızının yalvarışlarını ne vezirinin yakarışlarını dinliyordu. Altına ulaşmak için simyacılardan tutun saçma sapan altın vergilerine kadar her yolu deniyordu. Hem insanları bıktırmış usandırmış hem ülkesine zarar vermeye başlamıştı. Herkes olduk olmadık yere Midas’a altın vermek zorunda kalıyor onun yüzünden savunma giderleri azalıyordu. Midas altınlarına kimseyi yanaştırmıyor altın uğruna her şeyi gözden çıkarıyordu; fakat o da bu işin böyle yürümeyeceğini anladı. Aynı zamanlarda ise Dionysos ve tayfası Frigya ormanlarında dolaşıyorlardı. Midas bunu öğrendi ve bir plan yaptı. Dionysos ’un biricik dostu can yoldaşı Silenus’u kaçırdı. Dionysos Silenus’u kaybedince deliye döndü, her yeri aradı ama bir türlü bulamadı. Midas Silenus’a o ne isterse yapacağını ama Silenus’un Dionysos’a ‘Midas beni kurtardı, bana çok iyi baktı.’ demesini istedi. Silenus bunu kabul etti. Midas Dionysos’a haber saldı ve Dionissos Silenus ’una kavuşunca Midas’a ne isterse yapacağını söyledi. Midas da ondan tuttuğunun altın olmasını diledi. Dionysos da bunu kabul etti. Bir süre sonra bu güç Midas’ın başına bela oldu: yemekleri altına döndü o kadar çok altın vardı ki insanlar çalışmamaya başladı bu ekonomiyi çöktürdü, son olarak da kızına dokunarak onu altına çevirdi. Bu olaylar üzerine Midas tanrıya bu gücü ondan alması için yalvardı. Tanrı Midas’a Menderes Nehri’nde yıkanmasını ve kızını da orada yıkamasını söyler. Midas bunu yapar kızını kurtarır ve altın yapma özelliğini kaybeder ama böylesinin daha doğru olduğu sonucuna varır. Bu arada yıkandığı Menderes Nehrinden hala altın çıkartılır.
Bu efsane Midas’ın bir kördüğümü çözmeye ve bu şanı almaya körü körünü bağlanmasını ve bu yüzden ülkesine krallık yapamaması sonucundaysa Frigya’nın Yok olmasını anlatıyor. Bunan çok uzun zaman önce Kibele Anadolu’yu hamur gibi yoğurur medeniyetlerden medeniyetler doğurur, Frigya’nın Gordion tarafından kurulacağını haber alır ama nasıl yoğuracağını bilir bu Frigya’yı asırlar geçer Midas ülkenin başına geçer. Midas ülkesinin geleceğini atasından kalma bir kördüğümün çözülmesine bağlar. İktidar tutkusu ile saplantılarının kurbanı olan Midas, ülkenin çözülmeye başlamasına ve bunu fırsat bilen dış ülkelerin oyunlarına kurban olmasına neden olur. Halk ise bilinçsizliklerinin ve eylemsizliklerinin bedelini öder...
''Çözülme en göze çarpmayan konularda bile başlayabilir, ama bütün bunların birikimi asıl yıkımı getirir'' fikri işlenir bütün oyunda.
Midas'ın Kulakları, İBŞT 2004'te Güngör Dilmen'in yazdığı Kemal Kocatürk'ün yönettiği oyun.
Konya Devlet Tiyatrosu Midas'ın Kulakları.
http://www.youtube.com/watch?v=VqSxLcIZmPI
Bu linkte de bizim hazırladığımız Midas'ın Kulaklrı var.
İyi seyirler
http://www.youtube.com/watch?v=VqSxLcIZmPI
Bu linkte de bizim hazırladığımız Midas'ın Kulaklrı var.
İyi seyirler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder